• Ferhat Coşkun Kimdir?

İlk, Orta ve Lise Öğrenimini İzmir’de tamamlamıştır. 2001 – 2005 yıllarında Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümünden mezun olmuştur. 2006 - 2008 yılında Celal Bayar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Eğitim Bilimleri Orta Öğretim Alan Öğretmenliği Matematik Bölümünden Yüksek Lisansını tamamlamıştır.  2005 yılı itibariyle İzmir’de Özel Eğitim Kurumlarında Fizik Öğretmenliği, Eğitim Koordinatörlüğü, Dershane ve Kolej idareciliği yapmıştır. Birçok ulusal yarışmalara öğrenci yetiştirmiş ve ülkemizde Olimpiyat çalışmalarında, TÜBİTAK Projelerinde birçok öğrenciye destek vermiştir.   18 yıl Özel Eğitim Kurumlarında çalışmış olmakla birlikte Türkiye’de üniversite sınavlarında derece yapan birçok öğrenci ile de koçluk çalışması yapmıştır. 2023 Mayıs Öğretmen Ataması ile şuan Muş Bulanık Anadolu Lisesinde Fizik Öğretmeni olarak görev almaya başlamıştır.

-Öğreten Herkes Öğretmen midir?

Toplumsal düzenin başrol oyuncusu olan insanlar kendini geliştiren üretebilen kültür farklılığı ile düşünce ve konuşma yeteneği kazanan varlıklardır. Dolayısıyla uyum içinde olabilmek pozitif yaşam penceresini karşımıza çıkarmaktadır. Ancak uyuma ayak direyen insanlar da vardır ki toplumsal düzenin bozulması hususunda ön sıralarda bulunurlar. Her iki uyumun temel unsuru eğitim ile mümkündür. İyiyi de sağlayabilirken kötüyü de sağlayabiliriz. İlkel toplumlardan à modern çağımıza dek yaşantıların kalıntıları ve gelişmişlik seviyesi göz önünde bulundurulursa eğitim ile ilgili birçok farkındalık günümüze dek uygulanmış, bazen deneme yanılma yöntemiyle talihsizlikler ile karşılaşılmış, yine de bir kazanım olarak eğitimciler ve araştırmacılar tarafından savunulmuştur. İlk temel eğitim evde anne ve baba ile başlar. Yani yaşamda kazanılacak becerilerin temelini atarlar bu nedenle öğreten pozisyonundaki anne ve babanın çocuğunu yetiştirme süreci geçmiş bilgi, gözlem ve deneyimi ile ortaya çıkar. Okul seviyesine gelen çocuğun evde gözlemlediği yaşam standartlarının içine de Komşu Ahmet Amca, Ayşe Teyze ve sokaktaki Ali de eklenir. Çevresel faktörlerden de etkilenen insanlar ikinci eğiten pozisyonunu da aile dışında görmüş olur.

Okul dediğimizde aklımıza ne gelmelidir?

Sırada dört tarafı duvar olan okul dediğimiz betonarme yapılar ile karşılaşan çocuklarımızı, en değerli varlıklarımızı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Öğretmenler yeni nesil sizlerin eseri olacaktır.” diye ifade ettiği eserlere dönüştürebilmek için Kutsal bir mesleği icra eden öğretmenlere teslim ederler. Ülkemizde eğitim öğretim anasınıfından lise bitene dek devam eder. Üniversite öğrencileri yalnızca öğrenmek ve branşlaşmak adına bilgiyi talep eder. (Talebe kavramının geldiği kök Talep eden anlamını taşır.)

-Öğretmenin öğrencilere karşı  nasıl bir sorumluluğu vardır?

Üniversitede akademik bilgiyi alıp öğretmen olan bir insanın sırtında ağır bir sorumluluk vardır. Çünkü insanı eğitmek ve öğretmek gibi soylu bir misyonun altına girmiş olur. Bahsettiğimiz anne, baba, komşu ve arkadaşlarımızdan da bir şeyler öğrenebiliriz ancak bu durum onları kesinlikle öğretmen yapmaz, yapamaz.

Öğretmenlik neden kutsal bir meslektir?

“Soylu Bir Misyon Olan Kutsal Meslek”

Gücü sevgi ve doğru yetiştirme ruhunda yatan öğretmenlik toplumun en saygın mesleği olarak ifade edilir. Bireyin gelişimi, bunun yansımasının toplumdaki farkındalığa sirayeti, kültüre aktarılması hatta milletlerin ruhunu, karakterini şekillendiren bir sistemin devamlılığını oluşturmadaki faktördür öğretmen. Eğitimin ana karakteridir. à Eğitim kelime kavramı olarak yetiştirmek anlamında kullanılmaktadır. Önemli Şairlerimizden ve Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olan Behçet Necatigil’in dediği gibi “Kalplerde doğruya, iyiye, güzele karşı arzu uyandırmalıyız.” sözü öğretmenlerin kazanması ve içinde barındırması gereken manifestoyu bizlere sunmuştur.

-Öğretmen Toplumu Nasıl İnşa Eder?

Mesleğine Âşık Öğretmen Toplumu İnşa Eder

Öğretmenlik yalnızca bir iş değildir. Hatta okyanuslar gibi derinliklerine inildikçe keşfedilen, her güzelliği fark edebileceğimiz bir adanmışlıktır. Bu adanış güneş misali topluma aydınlanma sağlar. Aydın toplumlar farklılıkları ile toplamsal statü, yaşam hakları, demokratik yaşam ve saygıyı üretir. Ancak karşılığını yalnızca bir ücrete bağlayıp zamanını geçirmekten ibaret öğretmen rolleri de üzülerek kalemimden dökülmektedir. Ülkelerin eğitim politikaları çok iyi şekillenmeli öğretmen adayları üniversiteye ÖSYM’nin en üst puanları ile yelleştirilmeli, akademik süreçlerde çok ciddi kazanımlardan geçmeleri ve liyakatli davranışları sergileyebilecek kişilerden seçilmeleri öncelikli planımız olmalıdır. Öğretmenlik yapmak yerine hakikaten öğretmen olmak ruhunda, zihniyetinde olan öğretmenliğe âşık öğretmenlerimiz olmalıdır.

Öğretmen Sanatkârdır

Belirttiğim üzere yalnızca bir iş olmayan öğretmenliği akademisyen yazarımız Nurettin Topçu; “Her şeyden evvel muallim, hayatımıza sahip olmamızdan ziyade sanatkârdır. Kullanıcı değil, yapıcısıdır. Seyircisi değil, aktörüdür; hazırlar, sunar. Muallimlik sevgi işidir; ruh işidir, ruh sevgisidir. Muallim hepimizin muhtaç olduğu doktordur. İman ve anlayışla bizi tedavi eder.” diyerek yalnızca sınıflarda tahta karşısında sunumunu yapıp zil ile sınıfa girip zil ile sınıftan çıkan öğretmenin ötesinde bir sanatkârı ifade etmiştir.

Öğretmenlik Yapmaktan Gurur Duyanlara Minnetimle…

Yaşanılan en gurur verici duygular eğitip geliştirdiğimiz, öğrettiğimiz çocuklarımızın mesleki yeterliliklerini kazanıp, toplumda yer edinmeleri ve fayda gösterdikleri alanlarda üretkenliklerini sunmaya başlamaları ile oluşur. Çünkü bu sürece biz öğretmenler karakter ve değer katarız. Toplumun değişimini sağlarız, daha iyiye yol almak için bu rolden asla vazgeçmeyiz. Toplumda adalet algısı geliştiren, vicdanıyla, bilgisiyle, birikimiyle sürekli sağlam temellere başarı basamakları ekleyen yüreği ile sağlam adımlarla her gün öğrencilerin karşısına çıkmaktan gurur duyan tüm öğretmenlerimize minnettarım.

Bütün öğretmenlerimizin öğretmenler günü kutlu olsun.